Çok Sevecendi Benim Efendim (S.A.V)
İnsan vardır; yanında bulunmaktan haz alır, “Keşke hiç ayrılmasam” dersiniz. İnsan vardır; “Sözünü bitirse de kurtulsam” diye dakika sayarsınız. Tüyü sevgili tabir ettiğimiz yaratılışı gereği sevimli olanların mevcudiyeti kadar; girdiği ortamı beş dakikada kuzey buz denizine çeviren tiplerin varlığı da sünnetullah gereği! Hakikat şu ki, çevresinde insanların halka olduğu, bir topluluğa lider yada öncü olmuş, nesillere mal olmuş kimseler sevecen olmayı benimsemiş, bizatihi yaşamış abide şahsiyetler! Gergin, dayatmacı, amir tavrı gösterenlerin etrafında genellikle kimse barınmaz! Bulunanlar; vazifeleri icabı yada menfaatleri öyle gerektirdiği için bu tarz kişiliklere katlanmayı seçenlerden başkaları değildir.
Sevecen olmak nasıl başarılır? Sevilen, arzu edilen, özlenen ve pozitif enerjisi ile etrafa neşe saçan, duruşuyla insanlara inşirah veren, gönül huzuru aşılayan davranışlar nasıl ortaya konabilir?...
Bütün çağlara ve toplumlara örnekliği diri kalsın diye hayatı en ince detayına kadar kayıt altına alınmış; uyumasından yürümesine, konuşmasından yeme-içmesine varıncaya kadar 24 saati sağlam rivayetlerle korunmuş Evrensel İnsan Allah (C.C) Rasülü (S.A.V); sevecenliğin en canlı, en ileri örneklerini sergilemiş. Efendimizin sevecenliğini uzun tahlillerle haftalara yayarak işlemek mümkün. En can alıcı hallerini üç ana başlıkta sahne sahne seyredelim:
1- İstişare Eder, Bilgi, Tecrübe ve Uzmanlığa Değer Verirdi: Despotluk, ben bilirimcilik iticiliğin baş sebebidir. Efendimiz (S.A.V) Alemlerin Sırrına, İlm-i Ledüne sahip olmasına rağmen toplumsal işlerde, hayati kararlarda dayatmacı olmamış, istişare etmiş, çoğunluğun ittifak ettiklerini uygulamış, tecrübe, bilgi ve uzmanlığa değer vermiştir.
Uhud Savaşı için hazırlık yapılıyor…Ebu Süfyan komutasındaki müşrik ordusu Medine’nin 4 km yakınına kadar gelmiş, müminlerin burnunun dibine sokulmuş. Medine savaşa hazır değil. Müşrikler oldukça güçlü. Ashab arasında iki görüş tartışılıyor: Yaşlılar şehirde kalıp onları sokak harbi, gerilla taktiği ile vuralım derken; gençler meydan muharebesinden yana.
Rasülullah (S.A.V) durumu mescitte istişareye açıyor. Uzun müzakerelerden sonra gençlerin ağır basmaları kararın meydan muharebesi yönünde çıkmasını sağlıyor. Kader sırrına vakıf olan Allah (C.C) Rasülü (S.A.V) durumdan biraz mütereddit olsa da ses çıkarmıyor, zırhını kuşanıp atını eyerliyor. Rasülümüzün (S.A.V) şehirde kalmaktan yana olduğunu yaşlılardan öğrenen gençler yanına gelip istirham ediyorlar:
-Ya Rasülallah, biz isteğimizden vazgeçebiliriz, dilerseniz şehirde kalalım.
Allah (C.C)’ın Rasülü (S.A.V) tüm heybeti ile buyuruyor:
-İstişare ettik, karar aldık. Bir Nebi zırhını kuşandıktan sonra çıkarmaz, yürüyün cihada !..
…
Kendi görüşü şehirde kalmak olmasına rağmen istişareye ve cemaate değer vermesi oldukça manidar değil mi?...
***
Bir başka gün. Bu defa Bedir’deyiz…Harp düzeni almak üzere ordunun tepe yamacına konuşlanmasını emir buyuruyor Allah (C.C) Rasülü (S.A.V). Hz. Ömer (R.A) atılıyor:
-Bunu Vahiyle mi söyledin, kendi görüşünle mi?...
-Kendi görüşümle buyurunca Ömer devam ediyor:
-Benim harp tecrübem var. Harpte su önemlidir. Bedir kuyularının oraya, aşağıya konuşlanalım derim!..
Allah (C.C) Rasülü (S.A.V) onaylıyor ve ordu oraya konuşlanıyor.
…
“Ben Rasülüm (S.A.V), Ne diyorsam O, burası olacak” diye dayatmıyor. Tecrübe ve birikime değer veriyor.
***
Bu defa bir başka harp öncesi. Müşrik sürülerinin güçlü bir ordu ile Medine’ye hareket ettiği haber alınıyor. Rasülullah (S.A.V) yine istişare ediyor. Ortak bir görüş çıkmıyor. Selman-ı Farisi söz alıyor:
-Ya Rasülallah (S.A.V), benim ülkem İran’da şehirlerin etrafına hendek kazma usulüyle harpler yapardık. Bu defa bunu denesek !?..
O güne değin Arap Dünyasının hiç bilmediği bu usül hakkında Rasulullah (S.A.V) detaylı bilgi alıyor. Selman öncülüğünde hazırlıklar yapılıyor ve hendek kazılıyor.
…
Tek kişi bile olsa konusunda uzman olana değer vermek, hiç denenmemişe fırsat tanımak, yeniye açık olmak ne kadar güzel değil mi?... Bu tavrın güzelliği değil mi Hendek Harbini zaferle sonuçlandıran?..
alıntıdır...