FORUM ANA SAYFA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortal*GaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 GIYBET VE ZAN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
taz
Sitenin Onur Üyesi
Sitenin Onur Üyesi
taz


Erkek Mesaj Sayısı : 1497
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 18/04/08

GIYBET VE ZAN Empty
MesajKonu: GIYBET VE ZAN   GIYBET VE ZAN Icon_minitimeCuma Nis. 18, 2008 10:23 pm

Yüce Allah iman edenleri birbirlerine karşı
suizanda bulunmalarını birbirlerinin ayıplarını araştırmalarını ve
birbirlerinin gıybetlerini yapmalarını yasaklıyor ve metni okuduğu
Ayet-I kerimede mealen şöyle buyuruyor; “Ey iman edenler zannın bir
çoğundan kaçının. Çünkü zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusurunu
araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Sizden biri ölü
kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? ondan tiksinirsiniz değil mi?
Allah’dan korkun şüphesiz ki Allah tövbeleri daima Kabul edendir,çok
merhametlidir.’

Müslüman elinde delil olmadıkça kesin bir
bilgisi olmadan bir olay hakkında kötü mnefi bir zanda bulunmaz. Bu zan
üzerinde hükğm bina edemez. Bize bir haber ulaştığında hemencecik
inanmak ha öyle mi vay canına demek bu adam da sahtekarmış şöyleymiş
böyleymiş diye hüküm vermek yanlış olur. Halbuki haberin kaynağını
incelememiz doğruluğuna kanaat getirdikten sonra hüküm vermemiz daha
doğru olur. Çünkü ( yine aynı suredeki bir başka ) ayeti kerimede
Cenabı Hakk’ ey iman edenler size fasık birisi bir haber getirdiğinde
onu araştırın hemen inanıp hüküm vermeyin. Bilmeden haksız yere bir
kavme edersinizde sonra yaptığınıza pişman olursunuz.’ Buyuruyor. Hele
bugünün insanları sözüne güvenilmeyen, şahidliği islama göre kabul
olunmayacak , haram yiyen haramla istiğfar eden insanların sözlerini
dinleyerek bir konuda karar vermek hiç de hjoş bir durum değildir.
Ayrıca
birtakım dedikoducu insanlar vardır ki onların vazifesi iki müslümanı
birbirine düşürmek müslümanları zayıf düşürmektir. Bu gibilire fırsat
verme gafletinine düşmemeliyiz. Bir haber bir söz duyduğumuzda veya bir
olaya hakemlik yaptığımızda iki tarafıda iyice dinlemeden tahkik
etmeden hüküm vermemiz dünya ve ahirette aleyhimize olur. Müslüman bir
kardeşimiz hakkında kötü bir söz söylendiğinde aleyhinde konuşulduğunda
doğru değilse dur diyebilmeliyiz. O kardeşimiz böyle birşey yapmaz ben
onu tanıyorum diye gıybeti yapılan insanı gıyabında savunmak üzerimizde
borçtur. Gıybet bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek bir şekilde
luzumsuz yere zaruret olmaksızın anmaktır. Zaruretin ölçüsü ise
kitaplarda belirlenmiştir. Bir adam islam düşmanı ise müslümanları o
tehlikeden haberdar etmek üzere onun halleri müslümanlara
anlatılabilir. Fakat adam müslüman ise bir takı kusurları varsa işte
onalrı kendisinin bulunmadığı yerde başkalarına anlatmak gıybet olur
haramdır. Allah-u Teala bunu kardeşinin etini yemeye benzetmiştir çok
büyük günahtır.
Allah Rasulu şöyle buyurdu:“ gıybet zinadan daha büyük günahtır. Ashabı kerim şöylem sordular:
Ya Rasullulah gıybet zinadan nasıl büyük günah olur dediler. Allah Rasulude şöyle cevap verdiler:
Kişi
zina eder sonra pişman olur tevbe eder Allah da onun tevbesini kabul
eder, onu bağışlar. Fakat gıybetini yaptığını kişi kendisinin gıybet
suçunu bağışlamadıysa gıybetçi Allah tarafından bağışlanmaz. (m.
mesabih k. adap 1874)
Hz. Aişe(r.a.) anlatıyor :
Kuman safiyenin kısa boylu olduğunu peygambere ima ederek anlattım.
Allah
Rasulu Safiyenin hoşlanmayacağı şekilde anılmasını tasvip buyurmadı,
böylesine bir sözün günahını açıklamak içinde şöyle buyurdu :
- Ya Aişe öyle günah söz söyledin ki o sözler deniz suyuna karışsaydı denizin suyunu kirletirdi. ( İ.Kesir,Hucurat 12,3/365)
Birde
kendimizi düşünelim. Işimiz gücümüz, dedikodu ve gıybet , başkalarının
hakkında konuşmak , başkalrının kusurlarını araştırmak ,hatta iftira
etmek. Kalplerimiz boşuna kapkara değil işte bukirler,pislikler
kalplerimizi kirletiyor onun için biz ibadetlerimizin tadını
hissedemiyoruz.
Ashab-ı Kiram (r.a.) birbirlerine rastladıkları
zaman birbirlerini güler yüzle karşılıyorlardı. Gıyaplarında
konuşmazlardı. Bunu münafıklık alameti sayıyorlardı.
Simdi ise
yalan söylemek ve gıybet etmek idarecilik alametiş sayılıyor. Bir mevki
ve makamda iseniz, yanınızdaki övmeyi, olmayan kimseyi ise
yanınındakinin hoşuna gidecekse kötülemeyi idarecelik sayıyorlar. Işler
böyle idare ediliyormuş. Bu düpe düz münafıklık ve iki yüzlülüktür. Bu
müslümana yakışmaz.
Ebu Hüreyre der ki :
Kim dünyada müslüman
kardeşinin etini yerse ahirette ona o müslüman eti yaklaştırılır ve
kendine diri iken onun etini yediğin gibi ölü olduğuhalde de ye!
O da mecbur kalarak yer böylece geveler,tiksinir bağırır ve yüzünü buruşturur.
Şimdi
bir kimseye gıybet etme dediğinde ben gıybet etmiyorum ki bunların
hepsi onda var diyor. Işte olan bir şeyi gıyabında söylemek tam
anlamıyla gıybettir.anlattıklarımız doğru değilse o da iftiradır onun
azabı daha da çetindir.
Değerli alimlerden olan Kadade derki:
Bize
anlatıldığına göre kabir azabı şu üç şey sebebiyle olur. Biri gıybet
,biri nemime (laf getirip götürmek) biriside bevilden korunmamaktadır.
Hasan-ı Basri (r.a.) de şöyle demişti:
-Allah’a yemin ederim ki gıybet,mü’min kişinin dinini ifrad hususunda cüzzamın vucuddaki ifsadından daha da süratlidir.
Bir kısım alimlerde ibadeti tarif ederken,oruç tutmak ve namaz kılmakdan öte dili tutmak derlerdi.
Sizden bir kimse müslüman kardeşinin gözündeki çöpü görürde kendi gözündeki mürteği görmez. Nasıl olur derlerki :
Insanı
şeytan başlarıyla meşgul ederek aldatır. Hep başkalarının ayıbını
kusurunu araştırır. Ne mutlu kendi kusurlarıyla meşgul olanlara
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.canmuhammed.ile.biz
 
GIYBET VE ZAN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUM ANA SAYFA :: «««««İslam Adına Herşey Burada»»»»» :: İlmihal & Dini bilgiler-
Buraya geçin: