FORUM ANA SAYFA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortal*GaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Türkiyede ******çülük yok, inönücülük var!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
taz
Sitenin Onur Üyesi
Sitenin Onur Üyesi
taz


Erkek Mesaj Sayısı : 1497
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 18/04/08

Türkiyede Atatürkçülük yok, inönücülük var! Empty
MesajKonu: Türkiyede ******çülük yok, inönücülük var!   Türkiyede Atatürkçülük yok, inönücülük var! Icon_minitimeÇarş. Nis. 30, 2008 11:16 pm




Hasan Karakaya - Vakit
hasankarakaya@vakit.com.tr
2008-04-16

Türkiye’de “******çülük” yok, “İnönücülük” var!
Biliyorum,
“çok iddialı” bir yazı başlığı... Ama ben, bunun, bir “iddia” olmaktan
çok öte, bir “gerçek” olduğuna bütün kalbimle inanıyorum... Evet,
Türkiye’de “******çülük” maskesi altında, “İnönücülük”
uygulanmaktadır... “Kemalizm” yalan, “İsmetizm” gerçektir!.. Ve ayrıca,
İsmet İnönü için sarfedilen “******’ün en yakın silah arkadaşlarından”
ifadesi de içi boş bir palavra, “kuyruklu bir yalan”dır!.. çünkü, İsmet
İnönü, hiçbir zaman “******’ün yakın silah arkadaşı” olmamış ve hatta
“İstiklâl Savaşı”nda da ******’ün yanında hiç yer almamıştır!..
Dahanın da dahası; ******, Anadolu’da “İstiklâl Savaşı’nı başlatma
plânları” yaparken, İsmet İnönü ve şürekası İstanbul’da “Bizans
entrikaları” çevirmekle meşguldü!.. Haa, “ama tarih kitapları böyle
yazıyor” diyenler çıkabilir!.. O tarih kitapları neler yazmadı ki?..
Daha doğrusu, o kitaplara “neler yazdırılmadı” ki!.. Dolayısıyla, İsmet
İnönü’yü, “******’ün silah arkadaşı” olarak göstermeleri, gayet
doğaldır!..
Gerçek, “bunun tam aksi” olsa bile!..
TAYYİP BEY’İN TARTIŞILAN SöZLERİ
İşin
doğrusu; bu konuyu daha önce birçok defa gündeme getirdiğim için,
yeniden girmek istemiyordum... Ancak, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
sözleri” ve dün “******’ın Erdoğan’a verdiği cevap” üzerine, yeniden bu
konuya girmek, boynuma borç oldu.
Malûm, Tayyip Bey, 12 Nisan günü Ankara’da Bay ******’a fena yüklendi ve dedi ki;
“Sayın
******, gerçi sana bu kadar vakit ayırmayı kendime zul telakki
ediyorum. Sayın ******, artık ******’ün arkasına saklanıp siyaset
yapmayı bırakmalısın.
Biz senin cemaziyel evvelini gayet iyi
biliriz. CHP zihniyetinin, vefatından hemen sonra Gazi Mustafa Kemal
******’ün resimlerini Türk parasından nasıl çıkardığını iyi biliyoruz.
CHP zihniyetinin devlet dairelerinden, ******’ün posterlerini,
vefatından sonra bütün ofislerden nasıl indirdiğini iyi biliyoruz. PTT
pullarından ****** resimlerini nasıl kaldırdıklarını çok iyi
biliyoruz.”
Bu suçlamalar, “inkâr edilemez bir gerçek”ti...
Gerçekten
de, İnönü, “******’ün resimleri”ni; “duvar”lardan, “para”lardan,
“pul”lardan ve hatta “altın”lardan bile kaldırıp, “kendi resimlerini”
koydurmuştu!..
Dahasını da yapmıştı İnönü;
Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bulunan “******’ün heykelleri”ni söktürmüş, yerlerine de “kendi heykellerini” diktirmişti.
18
Kasım 1938’de, yani ****** öldükten sadece 8 gün sonra, Dolmabahçe
Sarayı’nda bulunan “****** heykeli”nin 25 Lira 80 kuruş masraf
edilerek söktürülüp, “bilinmeyen bir yer”e gönderilmesi, sadece bir
örnektir!..
İNöNü, ******’ü NİYE KAZIMAK İSTEDİ?
Peki,
“İnönü’nün ****** karşıtlığı”nın ve ona ait ne varsa “kazıma/yok etme”
dolayısıyla “******’ü unutturma” stratejisinin sebebi neydi?..
1950’li yıllarda, Demokrat Parti kurmayları, bu konunun üstüne gider ve sıkıştırırlar İnönü’yü!..
Mealen derler ki;
“Sen
ne biçim ******’ün yakın silah arkadaşısın?.. Sen, ne biçim
******çüsün ki; paralardan, duvarlardan, meydanlardan ve altınlardan
******’ün resmini ve heykellerini kaldırıp, kendi resmini bastın,
kendi heykellerini diktin?”
Demokrat Parti kurmaylarının bu sert muhalefeti karşısında, İsmet İnönü, şu açıklamayı yapmak zorunda kalır:
“******
gibi eşsiz bir kahramanı istihlaf etmiştim (halef olmuştum). Benim için
en büyük tehlike onun gölgesi altında erimek ve ezilmek idi. Devlet
icraatının bütün sorumluluğu bana ait olmalıydı. Bunun için de gücüm,
kudretim neyse benim damamı taşıyacak bir dönemin başladığının belli
olması gerekiyordu. Paralara resim nakşedilmesi tarihten gelen bir
devlet kudreti ve hakimiyeti geleneği idi. Parada pulda yapılanların
başka türlü manalandırılması bir istismardır. Ve vebali yapanlara
aittir. Bizim ona vefa ve sadakatimiz tarihin imtihanından geçmiştir.”
Bilmem izaha gerek var mı?..
Görüyorsunuz ya;
İnönü, “******’ün gölgesi altında kalmak” istemiyor!.. Onun gölgesi altında kalıp da, “erimek”ten ve “ezilmek”ten korkuyor!..
Bir anlamda;
“Yalova
Kaymakamı”(!) pozisyonuna düşmek istemiyor!.. Milletin; “******
varken, kim takar Yalova Kaymakamı’nı?!?” demesinden endişe ediyor!..
Ve işe; “para”lardan, “pul”lardan, “altın”lardan, “kamusal alanın duvarları”ndan ve elbette “meydan”lardan başlıyor!..
“Her yerden ******’ü silmeli, süpürmeli ki, İnönü’nün gücü/kudreti ortaya çıksın!..
Millet, iyice anlasın;
****** dönemi bitmiş, Türkiye’de İsmet İnönü dönemi başlamıştır!”
BAY ******, KİMİN ARKASINDA?
İşin doğrusu;
İsmet İnönü, bu “strateji”sini gerçekleştirmede son derece başarılı olmuştur!..
“Para,
pul, altın, duvar ve meydan”lardaki kendi “resim ve heykel”lerinin
tamamını belki koruyamamıştır ama, itiraf etmek gerekirse, “fikir ve
ideoloji”si hâlâ yaşamaktadır!..
Açık ve net konuşalım:
“Günümüz
Türkiye’sinde ******çülük yok, İnönücülük vardır!.. ******çülük
olarak yutturulan birçok uygulamanın temelinde İnönücülük vardır!..”
Dolayısıyla, Bay ******’ın dünkü “CHP Grubu”nda sarfettiği sözlerin hiçbir gerçekliği ve hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur!..
Tayyip Bey’in “******’ün arkasına saklanıp da siyaset yapma” sözüne cevap veren Bay ****** demiş ki;
“Kimsenin
arkasına saklanarak politika yapmıyoruz... Kimsenin arkasına
saklanmamızı gerektiren şaibem yok... Niye saklanayım ben? Alnım açık,
başım dik, milletin karşısındayım. Saklanmaya ihtiyacım yok!
Saklanıyorsan sen saklanıyorsun Sayın Erdoğan!.. Ahlakımıza,
siyasetimize güveniyoruz, siyasetimizden saklanmıyoruz. ‘******’ün
arkasından siyaset yapma’ diyor, gel sen de ******’ün arkasından
siyaset yap! ******’ün arkasından siyaset yapmak yanlış değil,
yasalara, ülkenin menfaatlerine aykırı değil. Ben isterim ki sen de
onunla birlikte siyaset yap, sen niye yapmıyorsun? Hepimizin o ortak
zeminde siyaset yapmamız lazım, bunu istiyoruz. Bunu suç gibi anlaman;
yanlışın burada. Dinin arkasından, inançların arkasından siyaset
yapılmaz. Ama ******’ün arkasından, ilkeleriyle, düşüncesiyle,
hedefleriyle siyaset yapılır.”
Söyler misiniz, neresi doğrudur bu sözlerin?..
Bay ******; evet, “birinin arkasına sığınarak” siyaset yapmaktadır!.. Ama, o “birisi” kesinlikle “******” değildir!..
“******’ın arkasına saklandığı” kişi, İnönü’dür!..
CUMHURİYET’İN KURUCUSU İNöNü!!!
Bilirsiniz, Bay ******; “CHP’yi ****** kurduğu için” sürekli şöyle der:
“CHP, Cumhuriyet’i kuran partidir!”
öncelikle, sayfaya “kupür”ünü koyduğum Adalet gazetesinin 8 Ağustos 1966 tarihli nüshasına dikkatinizi çekmek istiyorum:
Adalet gazetesinin haberinden de anlaşılıyor ki; “42 yıl önce” de bu konular tartışılmış.
Gördüğünüz gibi; gazetenin başlığı gayet net ve yorum gerektirmeyecek kadar açık:
“Dün
Amerikan mandalığı isteyen ve bugün Cumhuriyet’in kurucusu olarak
gösterilen Millî Şef İsmet İnönü, İstiklâl Harbi’nden nasıl kaçmıştı?”
Meğer;
Geçtiğimiz
yıllarda ölen İnönü’nün damadı Metin Toker, o yıllarda çıkardığı Akis
adlı derginin 11 Haziran 1966 tarihli sayısında, kayınpederinin 3
resmini yayınlamış, altına da şu “resimaltı”nı yazmış:
“İsmet İnönü basın toplantısında konuşuyor-Cumhuriyet’in kurucusu konuşuyor.”
Adalet gazetesi, işte bu satırları aktarıp, arkasından soruyor:
“Cumhuriyet’in
kurucusu ****** değil; İnönü, öyle mi?.. Nasıl olur bu?.. Yıllarca
Türk vatanı ve Türk milleti için çırpınan, büyük zaferler kazanan Gazi
Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet’in kurucusu değil de, İnönü ha.?!?”
Gazete; İnönü’nün, merhum Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı mektubun kupürünü de yayınlamış.
O mektupta; İsmet İnönü, Kazım Karabekir’e diyor ki;
“Kurtuluş
yolu mücadelede değil, yabancı yardımı sağlamakta. (...) Bugünkü siyasî
vaziyete göre; Sivas Kongresi’nin, dört devlet temsilcisinden, Amerika
mandasını istemesinin pek mühim bir fayda sağlayacağı ve mühim surette
lehimize ağır bastıracağı teklif ve beyan olunur!”
İnönü, bir “teklif”te daha bulunuyor Kazım Karabekir’e:
“Elimizde
biraz paramız var, gidelim Anadolu’ya, birer çiftlik devam ettirelim...
Girişilecek mücadelenin bir netice vereceğini zannetmiyorum.”
Enteresan olan şu ki;
İsmet
İnönü ve o dönemin “kalburüstü şahsiyetler”i İstanbul’da oturup,
“Amerikan mandası”nı isterlerken, ******; en yakın ve samimi “ideal
arkadaşları” ile birlikte Anadolu’dadır ve Erzurum Kongresi’nin
kararlarını tesbit ve tatbikle, yani “İstiklâl Savaşı”nı başlatmakla
meşguldür!..
Diyeceksiniz ki;
Tüm bunların CHP ve ****** ile ilgisi ne?..
İlgisi şurada ki;
******’ın iddia ettiği gibi, CHP; “Cumhuriyet’i kuran parti”, İnönü de “Cumhuriyet’in kurucusu” değildir!..
Millet, bu “dolma”lardan bıktı!..
CHP NEDEN İKTİDAR OLAMIYOR?
Aslına bakarsanız;
Millet, “******çülük” etiketli “İnönücülük” dolmalarını yutmaktan da bıktı!..
CHP,
“İnönücü” değil de, gerçekten “******çü” olsaydı; “askerî darbe”lere
veya “yargısal darbe”lere hiç bel bağlamaz, milletin oyu ile “iktidar”
olurdu!..
Ama, görüyorsunuz işte;
Genlerinde “İnönücülük” olduğu için, bir türlü “halk desteği”ni arkasına alıp da, iktidar olamıyorlar!..
Sadece bu bile; CHP’nin “******çülük” maskesi altında “İnönücülük” yaptığnıı göstermeye yeterlidir!..
Bay Deniz ******;
“İnönü’nün arkasına saklanıp da siyaset yapmasa”ydı, bu halk CHP’yi çoktaan iktidar yapardı!..
Ama yapmıyor...
çünkü bu millet, İnönü’yü hiç sevmedi!..
------
Halk eğitildikçe, CHP küçülüyor!
“367 Ucubesi”nin mimarı Sabih Kanadoğlu, en sonunda baklayı ağzından çıkarmış... Frankfurt’ta demiş ki;
“AK Parti’yi kapatmak yetmez... Halkın eğitilmesi de lâzım... Yalnız, CHP de ümit vermiyor!”
Demek oluyor ki; “AK Parti kapatılsa” bile, “Sol’un sorunu” çözülmeyecek!..
çözüm, “halkı eğitmek!”
Malûm, “o kafa”ya göre, halk hep “cahil”dir, dolayısıyla “eğitilmeli”dir!..
İyi
hoş da; okurum Cafer özer’in dikkat çektiği gibi, 1989 yerel
seçimlerinde yüzde 45 oy alan parti CHP değil miydi?.. 1989’da yüzde
45, 2007’de yüzde 20 oy!..
Bu nasıl iştir ki; “halkın eğitim
seviyesi” arttıkça, Sol’un oyu düşüyor!.. “Halkın daha çok eğitilmesi”
halinde, belli ki “CHP’nin oyu daha da düşecek!”
O halde, ne
yapmalı?.. AK Parti’yi değil, “topyekûn milleti kapatmalı” ve “yeni bir
millet ithal etmeli” ki, CHP’ye oy çıksın!.. Ya da, CHP’yi “galaksilere
ihraç” etmeli!..
Belki orada oy veren bulunur!

http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=3055
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.canmuhammed.ile.biz
 
Türkiyede ******çülük yok, inönücülük var!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUM ANA SAYFA :: «««««Edebiyat Bölümü»»»»» :: Deneme ve Makaleler!...-
Buraya geçin: