Gıda sahteciliği son zamanlarda sınır tanımayan bir şekilde arttı
Sahteciliğin
ve sahtekârlığın sonu yok. Hemen her konuda yetenekli olarak sahtecilik
yapanlarımız var. Bununla zeki olduğumuz için övünsek mi yoksa sahte
dünyalarda kendimizi kandırdığımız için üzülsek mi siz karar verin. Ama
sahtekârlığın belki de en kötüsü ve en zalimcesi herhalde gıda
sahteciliğidir. Son zamanlarda sınır tanımayan bir şekilde arttı. Bu
açıkça insan hayatı ile oynamaktır. Gıda sahteciliği yol açtığı
sonuçlar bakımından cinayetten farksız… Gıdanın sahtesi, zamanla ölüm
ya da sakatlığa yol açabiliyor.
İşte gıda da yapılan sahtecilikten bazı örnekler;
* Dana kıyması içerisine tavuk sakatatı katılıyor.
* Küflenmiş peynirlerden eritme peynir yapılıyor.
* Kırmızıbibere kiremit tozu karıştırılıyor.
* Sütün yağını alarak içerisine margarin karıştırılıyor.
* Zeytinyağı içerisine ayçiçeği, fındık, kanola ve soya yağı karıştırılıyor.
* Soya baharatla karıştırılarak sucuk imalatında kullanılıyor.
* Salam ve sosis içerisine hayvansal sakatat, kan vb… atıklar konuluyor.
* Son kullanma tarihi geçmiş sucuklar yeni yapılan sucuklara karıştırılıyor.
* Beyaz etler klora batırılıp taze görüntüsü veriliyor.
* Baharatlar içerisine kurutulmuş otlar karıştırılıyor.
* Tavuk kemikleri öğütülerek renklendirici katkı maddeleri ile salama karıştırılıyor.
* Fabrikalarda mısır ya da şeker pancarından üretilen ticari
glikozun içine bir miktar polen, renklendiriciler ve esanslar katılarak
bal diye etiketlenip satılmakta. Bu tür bal piyasada oldukça yaygın ve
gerçek bala göre fiyatı neredeyse yarı yarıyadır.
* Domates çekirdeksiz ve içi cıvıksa, patlıcanın içi süngerimsi ve
çekirdeksizse, kabak çekirdeksizse, biber aşırı iri ve büyükse, patates
şekilsiz ve içinde kararmalar varsa, karpuzun çekirdek yerleri boşsa bu
yiyeceklerin hormonlu olduğu anlamına geliyor.
Ürün tercihimizi, doğru ambalajlanmış, etiket bilgileri okunaklı ve
anlaşılır bir dille yazılmış olan ürünlerden yana kullanmalıdır.
Özellikle uzun raf ömürlü gıdalarda son kullanım ve ürünün saklama
koşulları önemlidir. Etiket bilgilerini okurken öncelikle bunlara
dikkat etmelidir. Satın alacağınız ürünlerde fiyatların düşüklüğüne
aldanıp alış-veriş yaparak kendinize zarar vermeyin. Peki, biz
tüketiciler, hilelerden ve sağlıksız gıdalardan kendimizi nasıl
koruyacağız. En başta
ucuz ürünlerden uzak durarak. Hemen bir
örnek verelim: Bazı yerlerde, özellikle semt pazarlarıyla büfelerde,
yaklaşık 250–300 gram gelen bir kangal sucuk, 2 Ytl den satılıyor. Oysa
kırmızı etin kilo fiyatı ortada. Kırmızı etten yapılmış hakiki bir
sucuğun kilosunun 17–18 Ytl den aşağı olması, kesinlikle mümkün değil.
Bu verilerin ışığında, ucuz sucuğun gerçekte sucuk olmadığını
bilmeliyiz. Burada Tarım Bakanlığı’na çok önemli bir görev düşüyor.
Piyasaya paketler içinde pul biber arz eden tüm firmalara,
ürünlerindeki aflatoksin oranını, tıpkı üretim ve son kullanma
tarihlerinde olduğu gibi, ambalajın üzerine yazma zorunluluğu
getirilmeli. Hem de acilen.
Servet Ulucan/ Mersinhttp://www.haber10.com/haber/121139/