FORUM ANA SAYFA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortal*GaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Silah geçer, bıçak geçer... Başörtüsü geçemez!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
taz
Sitenin Onur Üyesi
Sitenin Onur Üyesi
taz


Erkek Mesaj Sayısı : 1497
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 18/04/08

Silah geçer, bıçak geçer... Başörtüsü geçemez! Empty
MesajKonu: Silah geçer, bıçak geçer... Başörtüsü geçemez!   Silah geçer, bıçak geçer... Başörtüsü geçemez! Icon_minitimeSalı Mayıs 06, 2008 10:40 pm

"12 Eylül 1980 darbesi"nden sonraki günlerde,
"kaçakçılık" olayları zirveye çıkmıştı... O günlerin gazeteleri,
"gümrüklerde TIR'larla yapılan kaçakçılık haberleri" ile dolu... Hemen
her gün, "gümrüklerin kevgire döndüğünden" söz ediliyor... İşte bu
haberler üzerine, "Evren cuntası" ve bu cuntanın tayin ettiği "hükümet"
bir açıklama yapıyor... "Kaçakçılık olaylarının arttığı" ret ve inkâr
edilerek deniliyor ki; "Her şey kontrolümüz altında!.. Gümrüklerden kuş
uçurtmuyoruz!"
İşte bu söz, yani "gümrüklerden kuş uçurtmuyoruz"
sözü, o günün "mizah" dergilerine "kapak" olmuştu... Bir dergi, olayı
şöyle "karikatürize" etmişti: Elinde "tüfek" olan bir gümrük görevlisi;
tüfeğini "havada uçan kuşlar"a doğrultmuş, onlara "ateş" ediyordu!..
Yani, gerçekten de "kuş uçurtmuyor"lardı!..
Ama, "havaya bakarlar" ve "kuş uçurtmazlar"ken, öte tarafta "TIR"lar, vızır vızır geçiyordu!..

SERDAR ARSEVEN'İN ANTALYA İZLENİMLERİ
Geçen
haftanın gündeminde "ilk haber" olarak yer alan Akdeniz
üniversitesi'ndeki olaylar da; "kuş uçurtmayan ama TIR'ların vızır
vızır çalıştığı gümrükleri" hatırlattı.
Olay malûm... Aynı zamanda
üniversiteler Arası Kurul Başkanı da olan Akdeniz üniversitesi Rektörü
Prof.Dr. Mustafa Akaydın, kız öğrencilerin "başörtüsü"ne karşı,
"kırmızı görmüş boğalar" kadar "saldırgan" bir tavır içinde!..
üniversite
girişlerine yerleştirdiği "güvenlik görevlileri" adeta "etten bir
duvar" örerek, bir tek "başörtülü öğrenci"nin bile üniversiteye
girmesine izin vermiyor!..
Gelin, görün ki;
"Kuş uçurtulmayan"
gümrükler misali, "başörtülü öğrenciler"in sokulmadığı Akdeniz
üniversitesi'ne "silah"lar, "satır"lar ve "döner bıçakları"nın nasıl
girdiği, hâlâ anlaşılabilmiş değil...
Bunda, "rektör ihmali"nin olup-olmadığı hâlâ tartışılıyor!..
Gerçekten de;
"PKK'lılara
hoşgörü" ile bakan, ancak bir tek "başörtülü"ye bile tahammül edemeyen
Rektör'ün üniversitesine, "eli silahlılar" ile "eli bıçaklılar" nasıl
girebilmişler ve bunca olaya nasıl meydan verebilmişlerdir?..
Haber
Koordinatörümüz Serdar Arseven ve muhabirimiz Mevlüt Peker, işte bu
sorunun cevabını aramak üzere geçtiğimiz hafta Antalya'ya gittiler ve
"olay yeri"nde geniş bir araştırma yaptılar.
Hemen her kesimden
"ilgili ve yetkili" ile görüşen Serdar Arseven ve Mevlüt Peker, oldukça
çarpıcı izlenimlerle döndüler Antalya'dan!..
İlk tesbitlere göre;
Akdeniz üniversitesi, tıpkı 12 Eylül'den önce olduğu gibi, "Kurtarılmış
Bölge" yapılmak isteniyordu... PKK da dahil, "sol fraksiyonlar"ın hemen
hepsi, "işbirliği" içindeydi!..
11 Nisan tarihli manşetimizde de ifade ettiğimiz gibi; olaylar "Organize İşler" kapsamındaydı.
Bir "ürkütücü tablo" da şuydu:
"Kampus
alanı, silâh deposu" gibiydi... Arkalarında büyük destek bulan PKK
sempatizanı öğrenciler, gemi o kadar azıya almışlardı ki, okula
istedikleri çap ve markada silâh sokabiliyor ve etrafa "hava atmak"
için arkadaşlarına gösterebiliyorlardı.
Serdar Arseven'in
"tesbit"leri bununla da sınırlı kalmadı... Bir "duyum"dan hareket eden
Arseven, "korkunç bir gerçek"le karşılaştı...
Bugünkü 1. sayfamızda
da okuyacağınız gibi, "cins cins ağaçlar"ın yer aldığı "Botanik
Parkı"nda, geçen yıl, "şüpheli bir yangın" çıkmış, ancak üzerine giden
olmamıştı.
İşte, "ağaçların acımasızca yakıldığı" o alanda, şimdi "devasa bir havuz" yapılıyordu....
Herkes şu soruyu soruyordu Antalya'da;
"Botanik Parkı, bu havuz için mi yakıldı?"
Arseven,
"peşine düştüğü bu soru"ya cevap bulabilmek için, "her kapı"yı çaldı...
En sonunda Rektör Mustafa Akaydın'a sormak istedi, ama "randevu"
alamadı... "Yazılı" olarak yönelttiği sorulara ise, "kaçamak" cevaplar
geldi!..
Olayın özü ve özeti şu:
Kartel gazetelerinin "kız yüzünden" çıktığını iddia ettikleri "silahlı/bıçaklı olaylar"ın altında "birçok sebep" var!..
"Silah
ve bıçak girer ama, başörtülü giremez" şeklinde özetlenebilecek bir
tavrın egemen olduğu üniversiteye, "PKK'ya hoşgörü ile bakan Rektör"ün
kafa yapısı da eklenince, fotoğraf, herhalde netleşiyor!..
Manzara bu olunca; "şaibeli yangın"ı da, yangın yerine yapılan "havuz"u da anlamak mümkün!
Ama bütün bunlara ve "onurunla istifa et" çağrılarına rağmen, öyle görünüyor ki, "Akaydın'ın istifa etmeye" niyeti yok!..
Bugünkü manşetimizi de bu yüzden attık:
"Bu adamı görevden alın!"
Gerisi, "yetkili"lere kalmış!..

DARBE PLANLARININ DOĞRULUĞU TESCİLLENDİ
Geçen
haftanın gündeminde, bir önemli olay daha vardı... O da, emekli
Oramiral özden örnek’e ait "Darbe Günlüğü"nü yayınladığı için hakkında
dâvâ açılan Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün 11
Nisan Cuma günkü duruşmada "beraat" etmesiydi.
Bu beraat kararını, "Vakit"in sürmanşetinden "Ayışığı darbe girişimini mahkeme tescilledi" başlığı ile verdik.
çünkü,
"kartel gazeteleri"nin saptırmak istediği gibi; önemli olan, "Alper
Görmüş’ün beraat etmesi" değil, "Darbe günlüklerinin mahkeme kararı ile
tescil edilmesi" idi!..
Gerçekten de; "Sarıkız" ve "Ayışığı" adlı
darbe planlarının emekli Oramiral özden örnek’in bilgisayarından
çıktığı "kriminal" olarak ispatlanmıştı!..
Bu durumda, yapılması gereken şey, "darbeci paşaları" yargılamaktı!..
Alper Görmüş de onu söylüyordu:
"Cumhuriyet
savcılarına 6 ayrı suç duyurusunda bulunuldu. Fakat savcılar,
günlüklerde adı geçen kişilerin asker olduğu gerekçesi ile
'görevsizlik' kararı verip, söz konusu suç duyurularını askeri
savcılığa gönderdiler. Ancak askeri savcılık bu yönde herhangi bir
girişimde bulunmadı. çünkü Genelkurmay’dan gerekli izin çıkmadı."

28 ŞUBAT’çILAR DA YARGILANAMADI!
Zaten, o izin Genelkurmay’dan ne zaman çıktı ki?!? "Darbeci generaller" ne zaman yargılandılar ki?!?
Star’dan Ahmet Kekeç, önceki günkü yazısında "ironi" yapıyor ve "Darbeciler, korkmayın!.. Sizlere bir şey olmaz" diyordu.
Kekeç, yazısında, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın şu konuşmasını da aktarıyordu:
"BçG’yi
ben kurdum. Sincan olayları bardağı taşıran son damla olmuştu. Bu böyle
devam edemezdi. çevik Bir ve Hikmet Köksal’la biraraya geldik. Köksal
ertesi sabah Sincan’da tankları yürüttü. Silahlı Kuvvetler’de
rahatsızlık vardı.
Genelkurmay Başkanı’nın odasında arkadaşlarla
konuşurken ortaya değişik teklifler geldi. ‘Darbe yapalım’ deniyordu.
Ben o zaman şunu savundum: ‘Darbe için ortam hazırlanana kadar
beklenilsin isteniyorsa, ama o zaman nasıl tayin edilecek? Biz kamuoyu
önüne MGK’da çıkalım.’
Bu önerim kabul gördü. MGK toplantılarında
konuyu sürekli irdeledik. Ocak 97’den sonraki aylarda darbe
yapılacakmış gibi bir hava oluşmaya başladı. Basında, ‘Genelkurmay’da
ve kuvvet komutanlıklarında ışıklar geç saatlere kadar yanıyor, bir
hazırlık var’ diye başlıklar çıkıyordu.
Genelkurmay Başkanı’na
şunu söyledim: ‘Darbe havası işimizi kolaylaştırıyor. Büyük olasılıkla
Erbakan seçime gidilsin diyerek koltuğunu çiller’e devretmek üzere
görevi bırakır. Demirel de hükümeti kurmak görevini çiller’e değil,
Mesut Yılmaz’a verir.’
Davranışımızı aynen sürdürdük. Darbe olacakmış havası esmeye başladı. Erbakan o baskı ve korkuyla Başbakanlık’tan istifa etti.
Bağırdılar çağırdılar ama Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini Yılmaz’a verdi."
Evet,
bunları söylüyordu Erkaya... Ancak, şu da var ki; "28 Şubat Postmodern
Darbe Süreci"nde "BçG'yi kurmakla" övünen Erkaya hakkında hiçbir
"soruşturma"da bulunulmadı, hiçbir "dâvâ" açılmadı ve "yargılama"
yapılmadı!.. Sadece Erkaya'ya değil, "28 Şubat darbesi"ni yapan hiçbir
komutana dokunulmadı.
Tıpkı, bugün de "hiçbir darbeciye dokunulamadığı" gibi!..
çünkü, Vakit'in de dediği gibi;
"Darbeci paşalara yargılama izni yok!"
Aynen, "yargı darbesi" gerçekleştirenlere de herhangi bir "soruşturma"nın, herhangi bir "yargılama"nın yapılamadığı gibi!..

BİR İŞADAMININ FERYADI
Bugünkü "Ekonomi" sayfalarımızda bir haber okuyacaksınız. Daha doğrusu, "bir işadamının feryadı"nı duyacaksınız.
Uşak
Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Tanış, iktidar partisine kapatma
dâvâsı açılmasının Türkiye’yi haddinden fazla gerdiğini belirterek,
"çok yersiz ve zamansız bir kapatma davası açıldı. ülkenin bugünkü
durumunda hiç gerek yoktu. Oluşturulan belirsizlik nedeniyle
yatırımcılar bir anda beklemeye geçti" diyor.
İş dünyasının ve
yatırımcıların "Acaba ne olacak?" endişesiyle beklemeye geçtiğini
belirten Durmuş Tanış, "Yatırım yapacak olanlar önünü göremiyor.
Türkiye çok istikrarsız bir döneme sokuldu. ülkeyi lüzumsuz yere
geriyorlar" şeklinde konuşuyor.
Ve devam ediyor:
"Benim merak
ettiğim konu şu: Milletin sırtında oturup, devletten maaş alıp ülkeyi
germenin bir anlamı var mı? Acaba akşam evine ekmek götüremeyen
insanları düşünüyorlar mı? Kendi evindeki hizmetçinin maaşını ödeyememe
dertleri var mı? Ben her ay binden fazla kişinin maaşını ödeyip
sigortasını yatırıyorum. ülkeyi geren bürokratların böyle bir derdi var
mı? Soruyorum atanmış bürokratlara; acaba bir kere olsun çalışanların
maaşını ödeyememe kaygısı yaşadılar mı?"
Bunları söyleyen, bir işadamı...
Evet, Durmuş Tanış...
Bu
işadamı ki; vakt-i zamanında kendisine "Romanya'da bedava fabrika"
vermişler ama, gitmemiş!.. "ülkemde insanlar aç ve işsiz iken, benim
kalkıp da başka ülkeye gitmem yakışık almaz" diye düşündüğü için
gitmemiş!..
Böyle bir işadamının ve onun gibi birçok işadamının
şimdi "önünü görememesi" ve bu yüzden "beklemeye geçmesi" ne kadar acı,
ne kadar hazin!..
Gerek "kapatma dâvâsı" açanlar, gerek
"provokasyon"lara yeltenenler, acaba bu işadamı kadar "Türkiye"yi
seviyorlar mı?.. Onlar, bu işadamı kadar "vatansever" midirler?..
Olan-bitenleri
dikkatlerinize arzediyor, her hafta olduğu gibi, bu hafta da selâm,
saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizi sunarak, hasbihalimize son
veriyoruz.
Dileriz, Türkiye, daha iyi günlere kavuşur.

http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=3000
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.canmuhammed.ile.biz
 
Silah geçer, bıçak geçer... Başörtüsü geçemez!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUM ANA SAYFA :: «««««Edebiyat Bölümü»»»»» :: Deneme ve Makaleler!...-
Buraya geçin: