FORUM ANA SAYFA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortal*GaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez demekteki bu ısrar niye?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
taz
Sitenin Onur Üyesi
Sitenin Onur Üyesi
taz


Erkek Mesaj Sayısı : 1497
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 18/04/08

Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez demekteki bu ısrar niye? Empty
MesajKonu: Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez demekteki bu ısrar niye?   Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez demekteki bu ısrar niye? Icon_minitimeSalı Mayıs 06, 2008 11:29 pm




Hasan Karakaya - Vakit
hasankarakaya@vakit.com.tr
2008-05-05

“Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez” demekteki bu ısrar niye?
Bir defa daha ortaya çıktı ki; kişinin “ne dediği”nden daha da önemli olan, başkaları tarafından “nasıl anlaşıldığı”dır!..
Yani,
kişi ne derse desin, ne yaparsa yapsın; önemli olan onun muhatapları
tarafından nasıl anlaşıldığı ve nasıl görüldüğüdür... Bugüne kadar, hep
bunu söyledik... Ancak, şimdi görüyoruz ki; kişinin “nasıl
anlaşıldığı”ndan daha da önemli olan, onun “nasıl görülmek istendiği”
ve dolayısıyla “nasıl takdim edildiği”dir... Kişinin “yanlış
anlaşılma”sında biraz “masumiyet” vardır...
Bir insan; söylenen
bir söz veya sergilenen bir tavır karşısında; “Ben böyle anladım!.. Ben
böyle algıladım... Bence, denilmek istenen şu!..” derse; bunu anlayışla
karşılamak mümkündür... çünkü, evet anlamıştır ama “yanlış”
anlamıştır... Hani, “beni bir kişi anladı, o da yanlış anladı” diye bir
söz vardır ya, onun gibi...
Bu durumda yapılacak olan; “Ben, şunu demek istedim” diyerek “doğru”sunu anlatıp, “yanlış anlama”yı ortadan kaldırmaktır...
Ancak, bir de “yanlış anlamakta ısrar” edenler vardır ama; böyleleri “masum” değil, tam aksine “kasıtlı”dırlar!..
YANLIŞA ASLA SAHİP çIKMAYIZ!
İşte
biz, “Vakit ailesi” olarak geçen hafta boyunca bir “kasıt”la, “kasıtlı
bir kampanya” ile karşı karşıya kaldık... “Yargısız infaz” amaçlı,
“linç” amaçlı bir “kasıtlı kampanya” ile!..
Bir defa daha gördük ki;
“Bizim ne dediğimiz”in hiçbir önemi yok!..
Evet, bizim “ne dediğimiz” değil, “nasıl anlaşıldığımız” da değil, önemli olan “onların nasıl göstermek istediği”ydi!..
Biz ne söylersek söyleyelim;
Onlar, “bildiklerini okumaya” devam ettiler!..
Açık ve net söyledik;
“Ne yanlışa sahip çıkar, ne de komploya boyun eğeriz!”
Dahasını da söyledik:
“Hüseyin
üzmez’in suçu henüz kesinlik kazanmamıştır... Buna rağmen, biz bu fiili
tasvip etmediğimizi defalarca deklâre ettik... Böyle bir suç
işlendiğinde; ölçümüz, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav);
‘Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa, elini keserim’ şeklindeki
ilkesidir... Eylem tasvip edilmediği müddetçe; ‘fail’in yakınlarının ve
çalıştığı kurumun o eylemden sorumlu tutulması mümkün olamaz!..”
Bununla da yetinmeyip, ekledik:
“Suç
sabit olmamasına rağmen, iddialar ortaya atılır atılmaz Hüseyin
üzmez’in yazılarını kestik... Eğer suçlu olduğu kesinleşirse,
kendisiyle yollarımızı da ayırırız!”
Bu kadar “açık” ve “net” ifadelere rağmen, hâlâ Vakit’e saldıranların amacı pek iyiniyetli olmasa gerek!..
NİYE İLLA DA “VAKİT YAZARI?”
Olayda, “art niyet” o kadar belli ki; sadece bir örnek vermekle yetineceğiz:
Hüseyin üzmez; bugüne kadar “bir kısmını bizim de tasvip etmediğimiz” birçok “televizyon programı”na katıldı...
Ancak, hemen hemen hiçbir programda “Vakit yazarı” olarak takdim edilmedi...
Ekran altlarında, “Gazeteci-Yazar Hüseyin üzmez” yazısı yazıldı da, “Vakit Yazarı” denilmedi!..
Niye denilmedi?..
çünkü, “Vakit’in reklâmı” olurdu!..
Ama,
aynı Hüseyin üzmez “çirkin iddialar”ın odağında yer alınca; “kartel”in
televizyonları da, gazeteleri de adeta “Vakit Yazarı Hüseyin üzmez”
deme yarışına girdi!..
Bazıları, “hınç” ve “öfke”lerini tam tatmin
edememiş olmalı ki, “Dinci gazete Vakit’in yazarı...” cümlesini de de
ekledi “saldırgan ifadeler”inin en başına!..
Şimdi, sormak hakkımız:
“Burada
amaç Hüseyin üzmez’in şahsını karalamak mıdır, yoksa Hüseyin üzmez’i
bahane ederek Vakit’e, Vakit üzerinden de İslâmî camiaya saldırmak
mıdır?!?”
Cevabı ortada:
“Amaç, Müslümanlara çamur atmak!”
Bir defa daha söylüyoruz:
“Açık
ve net tavrımızı ortaya koymamıza rağmen” Hüseyin üzmez olayı üzerinden
Vakit’e ve mütedeyyin insanlara saldıranlar; kesinlikle ama kesinlikle
“haber verme” derdinde değil, tam aksine “linç” peşindedir!..
MİLLETE TECAVüZ EDENLERE SES YOK!
Tablo ortada:
“Tirajı
iri” bir gazete ki; “tam 3 gün” boyunca “Hüseyin üzmez olayı”nı
manşetten indirmiyor ve fakat “topyekûn millete tecavüz girişimi”nde
bulunan “Ergenekon Terör örgütü”yle ilgili tek sütunluk bir haber bile
yapmıyorsa; burada maksat bellidir!..
Meselâ bir meslektaşımızın dediği gibi;
“Bireysel
bir suçlamayı üç gün peş peşe manşete taşıyan iri gazete, neden
Türkiye’ye tecavüz etmeye çalışan Ergenekon denen terör yapılanmasını
gündemine almak için hiçbir istek gösterisinde bulunmaz?
Neden Ergenekon operasyonunu sadece İlhan Selçuk’un sorgulanmasından ibaret görür?
Neden
İtalyan Gladio’sunu ortaya çıkaran savcının ‘Ergenekon operasyonu,
medyanın desteği olmadan başarılı olamaz’ şeklindeki sözleri bu
gazetede yer bulmaz da Hüseyin üzmez manşetleri süsler?”
KENDİLERİ SANKİ AHLâK ABİDESİ!
Peki,
“Ergenekon Terör örgütü”ne böylesine duyarsız kalıp, Hüseyin üzmez
olayını, adeta bir “porno dergi” üslubuyla anlatmayı sürdürenler çok mu
“dürüst”tür, çok mu “namuslu”dur?..
Ziya Paşa, böyleleri için şöyle der:
“Onlar ki lâf ile dünyaya verir nizamat
Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde”
Söz, “O âlemi çok iyi bilen” birinde!..
Evet, Reha Muhtar yazıyor:
- “Son Hüseyin üzmez olayına gösterilen tepkilere baktım da...
Vallahi gurur duydum!!!
Meğer
bizim ne kadar dürüst, ahlak abidesi, mazbut, düzgün, hiçbir sapkınlığa
ve sapıklığa tevessül etmeyen, hiçbir kirli çamaşırı olmayan bir
entelektüel dünyamız varmış, onur duydum!!!”
- “Ben en büyük sahtekârların, “en büyük doğruluk timsali” olduklarına çok şahit olmuşumdur...
Etrafta gördüğünüz dürüstlük abidesi bir sürü yaratık, aslında sahtekârın önde gidenidir...
Dürüstlük abidesi olarak sunulanların büyük çoğunluğu esasen bir “pazarlama ve paketleme abidesidirler...”
-
“Kendi hayatlarında her türlü pisliği, rezilliği yapanlar, orada-burada
yakaladıkları her yerde, müsait oldukları her ortamda kadına kıza
sarkanlar, koca boynuzlamalarını birbirlerine ballandırarak anlatanlar,
en büyük ahlak abidesi kesilirler...”
- “Dikkat edin, 18 yaşına
gelmesini zor bekleyip de, her yerde ne kadar kadın kız varsa, onlara
sarkan, ağzında salyalarla beraberlik teklif eden ne kadar sapkın varsa
hepsi en yüksek sesiyle ahkâm kesmektedir...
“Rezillik, sapıklık, utanmazlık, haysiyetsizlik falan filan...”
Ya
da piyasada ne kadar sayısız erkeğin donunu onlara ters giydiren, hatta
erkek donlarını birbirine giydiren aşüfte varsa onlar da bağırmaktadır:
“Sapık bu sapık...”
Ah canııım... O sapık olunca, siz sağlıklı sınıfına atlıyorsunuz galiba!!!”
“DöNEK”LER VE “FIRILDAK”LAR!
Hemen ifade edelim:
Bu “alıntı”lar, kesinlikle “Hüseyin üzmez’i temize çıkarma” amaçlı değildir...
Sadece “ikiyüzlü”leri göstermeye çalıştık!..
Tabiî, bunlara “dönen”ler de dahil!
Evet, “topaç” gibi dönenler, “dönek”ler ve “Kubi”leri de sollayan “fırıldak”lar!..
O “dönek” ve “fırıldak”lar ki;
Dönüşlerine
“haklı bir gerekçe” (!) uydurabilmek için, yaşadıkları olayları
çarpıtıp, ekmeğini yediği kişilere “yalan ve iftira” atacak kadar
“onursuz ve erdemsiz”dir!..
O “dönek” ve “fırıldak”lar ki;
“çılgın
mekânlara adım atmışlığım yoktur” derler ama o mekânlara davet
edildiklerinde koşa koşa gidip, orada bir “masa” ve “koltuk” kapmaya
çalışacak kadar “kişiliksiz”dir!..
O “dönek” ve “fırıldak”lar ki;
Bu
gazetenin çatısı altından ayrılmayı “erdemli ve onurlu” bir davranış
olarak görür, ama kendi çatıları altındaki “kameraman”ların, hem de “5
yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüz girişimi”nde bulunmaktan dolayı
“21 yıl hapis cezası” almış olmasını görmezden gelip, hâlâ o çatı
altında bulunma “erdemsizliğini” ve hâlâ o çatı altında yazı yazma
“onursuzluğunu” gösterirler!..
Böyle “şerefsiz”ler de vardır bu meslekte!
NİYE “KOMPLO” DİYORUZ?
Bütün
bunlara rağmen, biz “Hüseyin üzmez’in masum olduğunu” söylüyor
değiliz... Bunu, “mahkeme kararları” ile “üzmez’in açıklamaları” ortaya
çıkaracak.
Bu vesileyle, “komplo” iddiamıza da açıklık getirmek
istiyoruz... Evet, biz, bu olayın bir “komplo” olduğunu düşünüyoruz...
Ama, bunu derken, “Hüseyin üzmez’in yaptıkları veya yapmadıkları”ndan
ziyade, bu olayın “sebep”lerini araştırıyoruz!..
Evet; “Hüseyin
üzmez’in şahsı”ndan ziyade, bu olayın niçin “Vakit yazarı Hüseyin
üzmez” olarak, niçin “dinci gazetenin yazarı” olarak takdim edildiğinin
“sebeplerini” araştırıyoruz!..
Doğrudur... Hüseyin üzmez, şu anda
bir “ateş”in içindedir!.. Peki ama; üzmez, bu ateşin içine “kendi
ayağı” ile mi yürümüştür, yoksa “birileri tarafından” mı itilmiştir?..
Onlar, “kimler”dir?..
Bu olaydaki “rol”leri nedir?.. Olayın “neresinde”dir?
“Amaç”ları neydi?..
İşte bunları merak ediyoruz..
çünkü
bu olay, “Hüseyin üzmez’in şahsı”nı çoktan aşmış, “Vakit’e linç”
uygulamaya, Vakit üzerinden de “mütedeyyin camiayı karalama”ya
dönüşmüştür!..
Kısacası; “komplo”dan kastımız;
“Olayın kendisi” değil, bu olay bahane edilerek Vakit’e uygulanan “haddinden fazla şiddet”tir!..
Ancak, geçtiğimiz Perşembe günü “Vakit Yayın Kurulu” olarak yaptığımız açıklamada da ifade ettiğimiz gibi;
“Vakit, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ‘inananların yüzakı’ olma misyonunu sürdürecektir.
İnananların gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi olmaya devam edecektir.
Bomba
koydurarak, kaleşnikofla taratarak, çete reisine iftira attırarak, 28
Şubat sürecinde 400 polisle baskın yaptırarak susturulmak istenen
sesimiz, Allah’ın izniyle bundan sonra da gür bir şekilde çıkmaya devam
edecektir.
Hiç kimsenin yanlışına sahip çıkmayacak, ancak komplolara da boyun eğmeyeceğiz.”
BİR DEFA DAHA, AçIK VE NET!
“Bir
tepsi pirinç” içinde “taş” arayanların hassasiyetiyle, ellerine
“cımbız” alıp, “geniş bir yazı”dan “kendilerine uygun cümle” arama azim
ve kararlılığı içinde olanlara bir defa daha, “açık ve net” olarak
söyleyelim ki;
“Yanlışlara asla sahip çıkmayız, ama komplo ve yargısız infazlara da boyun eğmeyiz!”
Bu, böyle biline!..
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle.

http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=3546
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.canmuhammed.ile.biz
 
Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez demekteki bu ısrar niye?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FORUM ANA SAYFA :: «««««Edebiyat Bölümü»»»»» :: Deneme ve Makaleler!...-
Buraya geçin: