Yeşil
çay siyah çayla aynı
bitkiden - Camellia sinensis'den - elde ediliyor.. Farklılık, işleme tekniğinden
kaynaklanıyor. Yeşil çay yaprakları siyah çaya göre çok daha az işlem görüyor.
Yeşil çayın kafein içeriği ise siyah çaydan düşük. Yeşil çay bitkisinin
yaprakları, daha az isleme tabi tutulduğu için, yeşil rengini kaybetmeden
koruyor. Siyah çay bir parçalanmaya ve fermentasyona maruz kalırken, yeşil çay
buharla ısıtılarak enzimlerinin denatüre edilmesi ile bu parçalanmaya ve etkili
antioksidan maddelerinin azalmasına karşın korunmuş oluyor.
YEŞİL ÇAYA İLGİ GİDEREK
ARTIYOR Yeşil çay, yumuşak içimli, siyah çaya göre daha
az buruk ve aromatik bir çaydır. Aroması siyah çaya oranla daha yoğun
olduğundan, içim kolaylığı için bergamot, limon gibi lezzetlerle harmanlanarak
içimi daha keyifli hale getirilmektedir. Özellikle bergamotun hoş kokusu, yeşil
çaya çok yakışıyor.
Yeşil çay, doğal bir antioksidan kaynağı. Yeşil çayın
dünyada ve Türkiye'de popülaritesi her geçen gün artıyor.
Yeşil çayın
vücut üzerinde olumlu etkilerinin bulunması son yıllarda yapılan bilimsel
araştırmalarla kanıtlandı.
Güçlü antioksidan etkisiyle hayatımıza giren
Doğuş Yeşil Çay, hem eşsiz bir keyif hem de
sağlık vaat ediyor.
Uzmanlar yeşil çayın faydalarını
saymakla bitiremiyor Farklı kültürlerin mucizevi içeceği
olarak ünlenmiş Yeşil Çay, içerdiği yüksek orandaki antioksidanlar sayesinde
vücudu toksinlerden arındırmaya, daha zinde hissetmeye yardımcı oluyor. Güçlü
antioksidan etkisiyle hayatımıza giren Yeşil Çay’ın, vücudun bağışıklık
sistemini güçlendirme özelliği ve başta kanser olmak üzere birçok hastalığın
önlenmesinde etkisi olduğu biliniyor.
Tümöre 'yapışıyor'
Japon bilim adamları,
yeşil çaydaki bir maddenin kanser hücrelerine yapışarak tümörlerin büyümesini
durdurduğunu belirlemiştir. Japon Kyushu Üniversitesi'nden Hirofumi Tachibana ve
ekibi, yeşil çaydaki anti-kanserojen özelliği olan maddenin nasıl etki ettiğini
ilk kez saptadı. Bilim adamları, Epigallocatechin - Gallat (EGCG) maddesinin
kanser hücrelerinin yüzeyindeki bölgelere yapıştığını gözlemledi.
YEŞİL ÇAY ARTIK DAHA LEZZETLİ OLDU
Her farklı çay türünün kendine özgü içim özelliği var.
Doğuş Çay Kalite Müdürü Mustafa Bilsel yani Çay Dede, “tüketicinin damak zevkine
uygun ürünü sunmanın
büyük önem taşıdığına dikkat çekerek şunları anlatıyor:
“Siyah çay,
özellikle ülkemiz için çok geleneksel ve kültürel bir içecek.
Misafirperverliğimizin sembolü, keyifli sohbetlerimizin en önemli parçalarından
biridir. Diğer çay türlerinin siyah çaya
kolay kolay rakip
olabileceğini tahmin etmiyorum. Yeşil çay tüketimi bu aşamada Türk damak zevkine
yeni yeni sunulmaya başlanmıştır.
Biraz evvel bahsettiğim gibi yeşil
çay, siyah çaya nazaran içerdiği antioksidan bileşikler nedeniyle, sağlık
yönünden bir dereceye kadar tercih edilme sebebi olmuştur. Bu açıdan tüketimi
henüz sınırlı da olsa, tercih edilmeye başlandığı doğrudur. Zaten bu öngörü ile
Doğuş Çay, 2004 yılında Türkiye’de üretilen yaş yapraktan, yeşil çay üretmeye
başlayan iki firmadan biridir.”
Yeşil çayın tüketiminin son zamanlarda
artmaya başladığına da dikkat çeken Mustafa Bilsel’e göre siyah çay
tutkunlarının yeşil çaya geçmesi, içim keyfi açısından biraz zor olabiliyor. Bu
nedenle Doğuş Çay, ‘yeşil çayın lezzetlisi’ başlığı altında topladığı yeşil çay
ürünlerini, doğal bitki ve meyvelerle harmanlamak suretiyle lezzetlendirerek,
Türk damak zevkine daha uygun hale getiriyor. Doğuş Çay’ın şu anda piyasada
limonlu, bergamutlu, tarçınlı-karanfilli ve sade olmak üzere dört çeşit yeşil
çayı bulunuyor.
ÇAY DEDE KİMDİR?
2006 yılından bu yana Doğuş Çay ile birlikte çalışan
Türkiye'nin 'Çay Dedesi' Mustafa Bilsel, henüz küçük bir çocukken tanıştığı
çayla ilgili bilgi birikimini bir süreden beri Doğuş Çay için kullanıyor. Rizeli
Bilsel, 1950'li yıllardan bu yana çay işiyle ilgileniyor.
Bir dönem
Çaykur Çay Araştırma Enstitüsü'nde çalışan Bilsel, Türkiye'de ilk kez Tomurcuk
Çayı'nı da keşfeden isim olarak tanınıyor. 40 yıllık mesleki birikimi ve
fiziksel özelliklerinden ötürü kendisine 'Çay Dede' dendiği söyleyen Bilsel, bu
tanımlamadan dolayı çok hoşnut olduğunu dile getiriyor.
ÇAYLA YOLLARI NASIL KESİŞTİ? Çay Dede,
kendini şöyle anlatıyor:
"1949 yılında Rize'de doğdum ve çayın
Türkiye'deki geçmişiyle aynı yaşlarda sayılırım. 1950'li yılların sonlarına
doğru, aileme ait bahçesinde, çay üreticisi olarak bu işle ilk kez ilgilenmeye
başladım.
1968'de, üniversite yıllarında staj çalışmaları dolayısıyla,
Çaykur Çay Araştırma Enstitüsü'ne girdim. Çayda gübreleme ve klonal seleksiyon
bölge çalışmalarında stajyer öğrenci olarak başlayan çay serüvenim, okul
sonrasında, aynı iş yerinde devlet memuru olarak göreve başlamamla devam etti.
Bu görevle birlikte başlayan akademik çay serüvenim ise; 1985 yılına kadar aynı
iş yerinde biyokimya şube müdürlüğünde, çayla ilgili değişik konularda
araştırmalarla sürdü.
1985 yılında çayın özel sektöre açılmasıyla özel
sektöre geçtim. 1985- 2006 yılları arasında yaş çay, paketleme ve kalite kontrol
müdürlükleri görevlerinde bulundum.
www.ekoyol.comhttp://www.haber7.com/haber.php?haber_id=318530